10 Kasım 2009 Salı

ORTAYA KARIŞIK

KİŞİSEL GERİLİM


Baktım, insanlar ellerinde ‘ Nasıl CEO oldum’, ‘Quantum Sıçradım’, ‘Sırrı Biliyorum’ tarzı bilumum kitaplarla dolanıyor. Herkes bilgisayarına duvar resmi olarak araba, para resimleri ya da aşık oldukları çocukların resimlerini koymuş bir yandan da şunu istiyorum, buna secret yapıyorum diye sayıklıyor. Heves ettim bende, gittim aldım hepsinden birer tane. Zira kişisel gelişimim diğerlerinden geri kalmamalıydı. Hoş ceo olmaya hiç niyetim yoktu ama belki dedim iş hayatının çetrefilli yollarında bana yardımcı olur. İtiraf ediyorum o kitaplardan sadece 10 sayfa falan okuyabildim. Kendileri şu an kütüphanemde dekor olarak kullanılmaktalar. Kimse gocunmasın yazana da saygı duymak lazım ama bana bıdı bıdı, bilmiş bilmiş, şöyle ol, şunu yap, her şey senin elinde diyen kitaplardan hiç haz etmiyorum. Yalnız bu tarz kitaplardan sadece birini sonuna kadar okumayı becerebildim. Onu da almaya hiç niyetim yoktu aslına bakarsanız ama lanet olsun şu işaretlere takıyorum işte. ‘Evrenden torpilim var’ tam üç kez türlü türlü yollardan bana ulaşınca duyarsız kalamadım. Yazan arkadaş oyuncuymuş, yıllarca Amerika’da yaşamış, çok zor günler geçirmiş, parklarda uyumuş falan ama ne zaman ki evrene doğru mesajlar göndermeye başlamış, durumu da giderek düzelmiş. Kendi deneyimlerinden yola çıkarak bizlere de faydalı olmak istemiş ve oturmuş insanlara istemeyi öğreten bol egzersizli bu kitabı yazmış. Adam Amerikalıların sahte samimiyetiyle ağızdan çıktığı gibi yazmış kitabını. Eğer kendi hayatından esinlenmeseydi hayatta okumazdım. Aslında yazdığı bazı şeyler de mantıklı gelmedi değil. Mesela Yunus Emre’nin de iddia ettiği gibi her birimizin Tanrı’nın bir parçası olduğumuza ve Tanrı’nın bizim aracılığımızla tüm deneyimleri, duyguları tattığına inanıyor.  Bay Torpilliye göre evrene olumlu mesajlar gönderirsek, o da bize istediklerimizi mutlaka verecekmiş. Bu sebeple olumsuz tüm kelimelere yasak koymuş kendisi. Yalnız bunu uygulamak benim açımdan baya bir gerilime yol açtı. Mesela bana gelen en klasik en sık sorulan soru ‘Erkek arkadaşın var mı?’ veya ‘Araban var mı?’ Refleks olarak ağzımdan YOK çıkıyor ve ZzZzZortttt yanıyorum. ‘Yok’ yanlış kelime, olumsuz mesajlar göndermiyoruz. Peki ama ne diyeceğim. Bir keresinde erkek arkadaşım var dedim sırf bu yüzden. Ama bu cevabın ardından gelen binlerce soruya cevap veremeyince pes ettim yine geldim YOK’un dizinin dibine oturdum. Anlaşılan o ki benim kişisel gelişimimden ancak yüksek voltajlı gerilim ortaya çıkıyor. Zaten ben kaderciyimdir. Yani arada kadere teslim olmak lazım. Her şey o kadar da elimizde değil. Bazen ne yaparsan yap olmuyor işte.

2012 DENİZ

Geçenlerde ısrarlara dayanamayıp yeni evli bir çift arkadaşıma yemeğe gittim. Bir yemeğin bu kadar ufkumu açacağı gerçekten hiç aklıma gelmezdi. Bizim kız Deniz ben görmeyeli kendini reikiye, yogaya ve maya takvimine adamış. Hadi diğerlerini duyduk, denedik, sıkıldık ve arkamıza bakmadan terk ettik de maya takvimini duymamıştım daha önce. Deniz’in edindiği bilgilere göre Maya denen milletin takvimi 21 Aralık 2012 tarihinde bitiyormuş. Bitiş tarihinden itibaren tam dört gün sürecek bir güneş tutulması başlayacak ve bir çağ sona erecekmiş. 2012 Deniz’in iddialarına göre bu dört gün boyunca hiçbir elektronik alet çalışmayacak ve büyük bir kargaşa yaşanacak ve bu kargaşadan ancak reiki ve yoga yapanlar sağ olarak kurtulabilecekmiş. Çok büyük sabır işiymiş çünkü o günlere dayanabilmek. Hayata sımsıkı tutunan kızımız da kolları sıvamış ve başlamış reiki derslerine. Sadece kendisi başlasa iyi zavallı kocasını da sürüklemiş ardından. Hatta hızını alamayıp beni de reiki derslerine götürmeye karar verdi. Ben ona biraz düşüneceğimi söyleyerek bu işten bir süreliğine de olsa yırtmayı başardım ama elime hocasının numarasıyla maya takvimi kitabını tutuşturmayı ihmal etmedi. Bu arada Deniz seni seviyorummmm, çok tatlısın 

Bu hafta vizyona 2012 giriyor. Bakalım anlatılanlar doğru mu? İzleyip yorumlarımı en kısa sürede bildireceğim…

Mutlaka dinlenmesi gerekenler listesine Placebo’yu ekliyorum. Kendilerini herhalde yüz yıldır falan dinlerim ama eminim aynı şarkılarını bir yüz yıl daha dinleyebilirim. Adamın iç gıcıklayıcı sesine ve şarkı sözlerine bayılıyorum. Hangi kafayla yazıyorlar ve besteliyorlarsa aynen devam etsinler, arkalarındayım..Dilediğiniz şarkısını seçin ve şans verin pişman olmazsınız…

2 yorum:

Adsız dedi ki...

hahaha bu kendini gelistirme kitaplarına dayanamayan ve anlamsız bulan birisi daha oldugu icin cok mutluyum!

yine keyiflii yine keyifliii

Adsız dedi ki...

valla o kitapta da gerçek dışı şeyler vardı.tamam gercek hayat hikayesi idi ama yine de insan tatmin olamıyor okuduklarından.
hele de "gelirleriniz giderlerinizden çok olsun" adlı öğüdünü okuyunca ben daha fazla devam edemedim.

bu arada 2012de dünyanın sonu geldiğinde bari yanımda erkek arkadaşım olsun ya.üf.
gülf
gülfem.