30 Ekim 2009 Cuma

BİR SAVERİSTANBUL YAZISIDIR.

EYVAH KİLO ALMIŞIM!!!


İlkokul yıllarımda bana ‘İskeletor, deve kuşu’ gibi takma isimler yakıştırılırdı. Anlayacağınız üzere iştahsız bir çocuktum. (Yaşı kemale ermiş olanlar iskeletor karakterini He-Man’den hatırlar.) Zavallı annem elinde yemek dolu tabaklarla peşimden koşturur, iki lokma daha yesem içi rahatlardı. Kilo alabileyim diye arı sütleri, iştah şurupları mı içirilmedi. Sütten nefret etmeyeyim diye içine ballar, kakaolar mı karıştırılmadı. Ama yok hiçbiri fayda etmedi ta ki ergenliğime kadar.

Ergenlik dönemine girişimle beraber iştahım da fena halde açılmıştı. İşin güzel yani ise ne yersem yiyeyim kilo almıyordum. Hele üniversite yıllarımda kaldığım öğrenci evinde yediklerimi normal bir insan yeme gafletinde bulunsa birkaç ayda eminim rahatlıkla on kilo alırdı. Abarttığımı düşünüyorsunuz ama birkaç örnekle ikna olacağınıza eminim. Öğrenci evinde malum en çok tüketilen gıda ürünü makarna ve patatestir. Ben bir gece insanı olduğumdan her zaman geceleri ders çalışırdım. E sabaha kadar aç mideyle çalışmam mümkün olmuyordu. Bu durumda en basit çözüm ya yarım ekmek büyüklüğünde sucuklu kaşarlı bir tost ya da mayonez ve ketçap karışımıyla harmanlanmış makarnadır. Sofradan tatlısız kalktığım görülmemiştir, hemen üstüne de nutella kaşıklanır. Gündüzleri de hooop bir telefon yandaki kebapçıya gelsin lahmacunlar, künefeler..Tabi bu doğuştan geldiğini düşündüğüm şanslı yapımın da bir sınırı varmış onu da işe girince anladım.

İşe başladığım ilk yıllarda iş arkadaşlarım bende bir tuhaflık olduğunu anlamışlardı. Neredeyse tüm öğünlerimi kıtlıktan çıkmış gibi yediğime ve buna rağmen incecik kaldığıma şahit olunca, başladılar söylenmeye; bu kadar yemeye nasıl kilo almıyorsun, biz on yaşımızdan beri diyet yapıyoruz, bu resmen haksızlık diye. Arkadaşlar nazar değdireceksiniz yapmayın etmeyin dedim ama nafile ne zaman yemek yerken görseler cık cıklamaya bu kadar da olmaz demeye devam ettiler. Ta ki bu seneye kadar.

Baktım iş yerinde sürekli oturuyorum, deli gibi yemek yiyorum ve giderek yaşlanıyorum. Adeta ışık hızında çalışan metabolizmam da benimle beraber yavaşlayacak elbet diye düşündüm. Biraz hareket lazımdı bana. Gittim iş yerime yakın bir spor salonuna yazıldım. Biliyorum çünkü eve girersem hayatta spor için çıkmam bir daha. Hayatımda spor yapmamıştım. Spor salonlarıyla ilgili olarak duyduğum tek şeyse erkek/kadın arkadaş edinebilmek için mükemmel yerler olduğuydu. Tabi işin bu kısmı şimdilik umurumda değildi. Benim sporu hayatımın bir parçası haline getirmem gerekiyordu aksi halde bu serbest stil yemelerime bir son vermem gerekecekti. Adet; genelde pazartesi yeni bir başlangıç olacak diye başlanılan spora devam eden günlerde gitmemekti. Ama ben yılmadım haftada en az dört gün devam ediyor, kendi terimle duş almış görünümüne gelene kadar da spor yapıyordum. Tabi bunda, sonradan spor delisi olduğuna karar verdiğim kıvamında kastan oluşan arkadaşımızın da etkisi olmadı desek yalan olur. Neyse yüksek lisansımın sınav vakti geldiğinden ne yazık ki sporumu da aksatmak durumunda kalmıştım. Arada da arkadaşlar tarafından sinemayla yemekle kandırılıp spordan alıkoyulmalarım da başlamıştı. Tüm düzenim şaşmıştı ve ben haftada bir bile gidemez olmuştum spora. Gel zaman git zaman hiç tartılmayan ben, birkaç pantalonumda darlık hissedince soyunma odasında her köşeye itinayla konmuş tartıları daha fazla görmezden gelemedi ve tartıldı. O da ne? Beş kilo mu almışım? Nasıl olabilirdi bu? Hemen açıklayayım. Bu spor denen illet iştahımı daha da açmıştı. Nasılsa spor yapıyorum diye umursamamıştım. Ancak spora gidiş sıklığım azalmıştı ve ben aynı şekilde yemeye devam etmiştim. Sonuç ortada.

Bu kilo denen canavar bir kez sizi ele geçirdi mi kurtulmanın imkanı yokmuş meğer. Bir dönem manyaklar gibi dikkat ettim yediklerime. Kalori nedir bilmezken, kalori saymaya başladım. Et oburken içimi dışımı yeşillikle doldurdum. Ama hiçbiri işe yaramıyordu. Şimdilerde ise sakin olmaya karar verdim. Takmazsam giderler diye ümit ediyorum. Ama siz siz olun düzenli yapmayacaksanız sporu hayatınıza sokmayın.

Yazardan not: Benim yazdıklarıma bakarak indirim kuponlarınız kullanmazlık etmeyin. Suç yemeklerde değil düzensiz sporda. Ben yandım siz yanmayın...

http://www.saveristanbul.com/

2 yorum:

Adsız dedi ki...

ah canımcım ne güzel yazmışsında tam yazını okurken mutfakta karşılaştığım manzaraya ne demeli?
olmadııııııı

benkendimfilim dedi ki...

hahahahaha nutellaya hala dayanamıyorum napiim? varsa dayanabilen çıksın karşıma öpeyim alnından :D